6 Ağustos 2008 Çarşamba

Serdarın çilesi

Serdar hayatın sillesini yemek için daha çok gençti..72 sine daha yeni basan serdar,72sine bastığını, iş işten geçtiğinde farkedince ayağını kaldırdı...O sıralar geçimi yoktu..Hayatın sillesiyle doyuyor,her gün aynı yemekten bıktığını haykırıyordu.19 çocuklu birailenin sondan 2. çocuğu olup,aynı zamanda babasıydı serdar.Annesi ve 4 kızıyla beraber tek göz kalpte yaşayan serdar,aort damarının baskısına dayanamayıp evden ayrıldı..Bir garip olan ve mala bağlayan serdar,kurtuluşu yeni eve çıkmakta buldu.. Yeni eve çıkmak adlı mekanda tanıştıgı kurtuluş,serdarı kötü yola sevk etti.Sevk kağıdıyla kötü yola giren serdar,boş yolda burun karıştırmanın dayanılmaz hafifliği ile yürümeye başladı

Ansızın dertler içimde doğdu
Bir volkandı duygularım
Anlamadın gitti ulan yoğurduna ekmek bandırdığım
Kırıntılar kalmış içinde,saklı kaymağın ardında
Ğ ile başlayan her kelimede buldum seni aslında
Ulan kahpe! ne var ki küçükse
Önemli olan boyu değil işlevinde..



İşte bu sözleri bağırdı serdar.HAYKIRDI!..Masal olan hayatını, o andan itibaren 12 cücenin her türlü fedakarlıgına rağmen elmasını vermeyen, pamuk prensese kaptırdı ancak onu da gtü boklu bir prense kaptırdı.

Azimliydi,hırslıydı..

Geride bıraktıgı ailesini görmedi bile gözleri! Arkamda gözüm yok benim diye bahaneler üretti..
O çok sevdiği kızı da ailesi o kucaktan ,bu kucağa vermişti..

Silahı aldı..

başına dayadı..

namlu titriyordu parmaklarının ucunda.

Ah canım üşüdün mü dedi serdar.. Evet dedi namlu usulca.

Seviştiler sabaha kadar ,arpacıgın gölgesinde..Gel görelim kaderin bitmeyen çilesinde..

Hiç yorum yok: