22 Ekim 2008 Çarşamba

Ha bir dakika

Kabuğum olan bu sıcak deriyi keskin bir usturayla alacak olursanız altından göreceğiniz iğrençlik sizi uzaklaştıracaktır.
izin verin ben çıkartayım.

16 Ekim 2008 Perşembe

MertLand

Mükemmel bir gün.Herşey rutin,yine yalnız başımayım veya ben başımın içindeyim.Herşeyimin elimin altında olduğu renkli bir köy,siyah beyaz bazı bazı.Sağımda solumda ben.Herkes öğüt verme derdinde veya daha önce kendime verdiğim öğütler dolanıyor zihnimde.

Uçak olduğunuzu düşünün.Kanatlarınızın havada rahatça süzülmesini düşlerken ,aslında kanatlarınızın altındaki MOTORLARIN sizi havada tuttuğunu farkedin.MOTORLARI bırakın arkadaşlar,hafifçe düşmek de var,çakılmak da.En azından hızlı düşersiniz belki.Hızlı olan herşey çok güzeldir.Söylediğin lafların arkasındaki enkazı sakın arama oğul,canlı çıkmaz ordan.Gideceğin her enkaz,diğer bir enkazdır sonuçta.

Ağzım ve burnum ,beynime giden oksijene gişe koydu.Trafik akıcı.

Gözlerimi içimden çıkartıp etrafa bakmaya çalışıyorum ama ne mümkün.Kısık kısık bakıyorum çevreme.O da nesi! Kofi Annan.

kofi annan napıyor?

good good tenk yu

annan annan?

annan? yeah its mi

anan anan.

NAYNNNN gad dem it yu

--
Vurmasıyla beraber kafamı belediye çukuruna daha önce düşüpte çıkmaya çalışan birine vurdum.Kitaplarını yere düşürdü,toplarken hoşlandık evlendik falan ama bu bizim düşmüş olduğumuz gerçeğini değiştirmedi.Eski günlere döndüm bir anda.

Ortaokuldayken servisten "pilotum ben pilloooottt" diye atlardım.
hiç yarmadık kafayı,çizmedik haydutu onu seviyorum okumadan yazdım doğaçlanmadım.Spor kolu olmak istediğim zaman beni kapı koluna uygun görmeleri,benim için bir basamaktı.Gözlerimin önünde memelerini şalvarın içine sokan temizlikçiden oldum ben böyle.Temizlikçiden olmadım bu arada düzelteyim,temizlikçi sayesinde oldum.

ağır travmalar yaşadım esra ceyhan hanım .
çok güldüm
çok ağlıcam.

niye ağlıcam lan niye.

12 Eylül 2008 Cuma

los.

Bu yazıyı bin kere de okusam anlayabileceğimi sanmıyorum.Anlamış gibi ukala ukala ahkam da kesemem.Kısacası bu yazıdan çok az nasiplendim.Anlamadığım şeyleri bile gereksiz merakım yüzünden okur anlamaya çalışırım.Bu kez beceremedim.Ne müthiş ne müthiş.Andımızla açalım bugün lisemizi..

OOOOoooooo neeee kosta rika ne de cin ne de sambaci brezilya


Bir yerde. sandalyede oturuyosun, kırmızı gıyınmıssın habersız cekılmıs fotoğrafın elimde, hanı sen.Edebiyat dersinin hiçbir dersini kaçırmamış o solgun yüzünü,her ders görüp hiçbirşeyden öteye gidemeyen ,hani ben.Mahallenin çocugu olmanın verdiği o şımarık yüzün,terbiyeli hayta olan klişeleşmiş ruh dünyasıyla bütünleşmiş insanlardan bahsediyoruz şurda.Sağa sola bakma ben anlatırken,gördüm geçirdim ordan biliyorum.

Kendimi kandırıyodum zaten,
bide belki inanırsınız diye ortaya attım, oltaya gelmediniz. Gruba gelmem.Açıkça belirteyim.

Soldan sağa doğru dizdim beynimdeki ondalıkları,kıtaları. Buldum hepsini teker teker ancak çalışmadılar beraber var olmadılar.Olamadılar.
Nefesinmiş onlara "ruhumu" veren öyle dediler. Görmeyin size bakarken gözlerimdeki yapay maviliği.Ama yapay kalple sevmekte var.Hücre zarından farkı yok hiçbir insanın.Seçici geçirgen olan bu zar darbelere ne kadar dayanıklı olsa bile içten lizozomun bir hareketiyle eriyor kendi kendine.Ne kadar büyük egolara,kloroplastlara sahip olsan bile,kendi kendi bitirebiliyor insan.Bir ayna bulun bana, kendi kafamdaki ben ile ağır sorunlarım var.

Müdürümüz italyandı.."EGO TATMİNİ". Onun sesiyle irkildim,ferhat göçer misali...

Bu sabah tabagımdaki lokmalarla konusuodum bu sıra bu cansız nesnelerle konusma olayını abarttım gibi.Bunda sıcakların etkisi oldugunu düsünmekteim.

Gerek yok lakin bu konunun üzerinde durmaya çünkü sıcak topiğim zaten mevcut.

Şuraya ufak minik uyuyan ağaçlar çizelim
mmm enfes gözüküyolar
şurda da kendini unutturmuş sarımtrak bir ağaç daha
biraz mozere beyazı,okjent mavisi
küçük mutlu bulutçuklar

Saçlarım bonus değil lakin.. yaptıgım resim kaale alınır mı? hazır yapmışız trt ile anlaşmayı bozmamak gerek.

Ancak bir de digiturk u bağlatmayan ömer ile karşı karşıyayız..

Bildiğin maldır bu adam, kapısına gelenlere öyle alık, alık bakar. Bilmiyorum gay da olabilir. Çünkü o kızı kapısında gören erkeğin 10 saniye içerisinde Rusça`yı çözme ihtimali bile vardır. Fakat ömer iki kelimeyi bir araya getirip de buyur gir içeri be ablacığım digitürk senin köpeğin olsun bile diyememiştir

Yeter ulan yeter! Sivri dilimden çekiyorum ne çekiyorsam.Ancak mutluyum kulağımı bile dilimle karıştırabiliyor,İğnen var mı abi dendiğinde ise dilimi çıkartıp gururla sergiliyorum.

ingilicez..

İngilizcenin dilimiz üzerindeki etkisi malum herkes tarafından biliniyor..

yes,yep,ok gibi kelimeler zangır zangır sallıyor dilimizi

bende biz çözüm buldum.. İngilizceye Türkçe yi sokacağız

örneğin:

I FARKT YOU

yani seni fark ettim

aslında orjinali i farked you ancak -ed takısını gramel kremal krematik olarak t ye dönüştünüğünü hesaba kattım..

bir başka örnek:

it`s very engzaytink

exciting ile egzantirik i birleştirip bilinç altına Türkçe yi aşıladım

hadi verelim el ele

Nereye? nereye gidiyoruz ulan deyin bana..Dürtün beni ,sarın,sarmalayın..Ancak fazla etmeyin,eylemeyin; eylem yapmayın! Bu arada sarın derken rızlaya değil,çok ince detaylarda 0,5 uçla bastırmadan yazılan kelimelerle sarın.Baktınız olmuyor ,bakmadan deneyin.Denediniz yine mi olmuyor uğraşmayın,uğraştırmayın yırtarsınız heba olur kağıt lakin veba riski doğaçlamalardan kaynaklanıyor.

Gidiyorduk di mi..Gidiyoruz. Nereye afrikaya! GİDİYORUZ ULAN

YOK Afrika sıcakları geliyormuş yok otoro koko sıcakları geliyormuş yok denizin serin sularından buz gibi şahin ka geliyormuş.

YETER

biz gidiyoruz..Tim kuruyorum afrikaya gidiyoruz.Tim duncan ın önderliğinde ,önder turacının geri planda kalması nedeniyle aynı zamanda pavlovun köpeğinin şartlı refleks olaylarını daha çözememesi nedeniyle erteliyoruz biraz.

Esen kalın

30 Ağustos 2008 Cumartesi

Sinirlenme padişahım

Plasma televizyonda ,gürcistan,rusya savaşını maç keyfi gibi izledim padişahım.90ınıncı dakikada abhazyanın ortasına yükselen putin 300 kilogram ağırlığındaki güdümlü füzeyi yollarken insanların üzerine seni hatırlamamak içten bile değil canım benim.Fermanının savaşacağın ülkeye ulaşmasının en iyi ihtimalle 1 ay olan devirlerlerdeki çileyi bir ferhat göçer şarkısını dinleyene kadar geride bırakıyorum.Haremmiş.. Harem mi o yahu,sen ona harem mi diyorsun.Azıcık paranın dünyadaki milyarlarca insanı satın alabileceği günlerden bahsediyoruz.Yolculuk nereye padişahım,neler uğruna ölmeye diyor artık gripin.En kral tahtın bile benim yatağımın konforuna erişemedi üzgünüm.Bir kılıcım bile olmadan ne zaferler kazandım,kazandılar.Savaş düzeninde en önde saldıran korkusuz deliler bile entel oldu sana yazılar yazıyorlar.Savaştığın uçsuz bucaksız ovalarda yapılan evlerden birinde yaşıyorum.Şimdi netten bilardo oynayacağım,lale devrindeyim hayatımın, merak etmeyiniz ama,en büyük kayıplarımı banka kredileriyle kurtarabiliyorum.Kazan kaldırırse yeniçeriler en fazla 3 ay yatar çıkarım.Af diye birşey var.Artık kazıkları sadece bataklıga ev yaparken kullanıyoruz.

Birşey değişmedi sadece padişahım.Senin tarihleri,devirler,hatta kellene bile neden olan aşkın.O bambaşka.

25 Ağustos 2008 Pazartesi

















Evin hanımı erken uyandı o sabah.Peki o sabah bu sabah mıydı? Daha hangi sabah oldugunu bilmiyorsa neden uyanmıştı?..Gizemli düşünceler birbirini kovaladı. Evin hanımı ; kocası olan "ev" ile mutlu bir birliktelik yaşıyordu. Kocasının isminden pek rahatsız olan "boş" yani evin hanımı kendi ismini görmezden geliyordu.Ev-boş rahatolunoğlu ailesi yeni doğan güneşin ardında küvezde yatan eski doğan görünümlü şahin isimli oğullarını izliyordu.

O sırada...

Kazım bey malikanesinde işler karıştı.İşleri toparlamaya çalışan kazım bey,merdivenlerden aşağıya iniyordu.Bir anda bahçıvanla çarpıştılar ve bütün kitapları yere düştü kazım beyin.İşte böyle tanıştılar.Romantik bir müzik eşliğinde yemek yerken,bahçıvan ahlaksız bir teklifte bulundu.Kazım bey ahlaklı bir açık arttırma kurarak teklifi değerlendireceğini söyledi.

bu olay sonrasında aradan günler geçer...

Arayı kapatın geçmesin günler! der kazım bey.Bahçıvan çok kızar bu espriye ,öncesinde gülmesine rağmen.Yerden buldugu ağırlıgı önemsiz çubuğu,sürtünme kuvvetini 0 alarak ,kazım beyin çatalına yerleştirir.
Kazım bey, kanlar içinde yerde bulur kendini.

Şu sırada..

Şu sırada oturan genç ayağa kalkar.Dersin sıkıcı ve boğucu işleyişinde yorulan genç kız, osuruverir bir anda.Bildiğimiz derste osuran ,pırt yapan genç kızımız derhal sınıftan atılır.

Ve taşlar yerine oturuyor..

Kanlar içinde yerde yatan kazım bey,kabuğundadır vitamini mantıgı ile hareket ederek ,birazda kanlar dışında yatmaya karar verir.Çapkın bahçıvan ise dötünü tutamayan kızla tanışır ve bahçede takılmaya başlarlar.Bahçenin içinden geçen çifti gören bahçıvan ve genç kızımız bir anda irkilirler.SİZ KİMSİNİZ! der. Ev-boş rahatolunoğlu ailesiyiz deyince bir ahlaksız teklifin daha içinde bulur kendini bahçıvan.Bu sırada genç kızın 2-3 taş arkadaşı gelir ve oturur..
Taşlar yerine oturdu mu gerçekten,yoksa bu bir kelime oyunumuydu

kimse bilemedi

Amatör ruh

Köpeklerle konuşmak vazgeçilmezdir kaş göz hareketleri ile dikkatlerini çekemiyeceğimize göre başka yapacak birşeyimiz yok.

"aa yürüü bakalım eve gidince sorarım ben sana" gibi tepkilerle köpeğin değil insanların dikkatini çekmekte var birde.."kime diyorum ulan ben ? " "lan bafi!" gibi

çiçekle konuşanları zaten ayrı bir köşeye koyuyorum.. YAAEAAÖÖ abücücüück bubücüük polenleri de pek sarı,sapı da uzunmuş,dilin olsa da konuşsan,yine mi soldun Alahın belası "polemikleri" gayet etkiliyor adamı.

yine döndüm köpeklere..
"hadi oğlum eve gidiyoruz hepsini yap " ,"ben konuşurken yüzüme bak "

geçiniz..

dili olsa bi sus der be hayvan .

Ancak kendi kendine muhabbet eden bir insan olarak kedimle köpeğimle konuşmamı çok mu görüyorsunuz bana?

evet ben.merhaba :s

hayır ! sana hayır dedim zeytin..hayır zeytin! zeytin hayır! zeytin yapma dedim!zeytiieaan

o değil de

köpeğim yok ki benim.

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Anlık mutluluk..OLEY

Bir sigaralık hayal kurdum bu gece.Yanıp,sönmesine kadar geçen o süre belkide hayatımın özetiydi.Yüzlerce metre yükseklikten düşerken, ölümü değilde yarın sabah nasıl mutlu uyanacağını düşünmek kadar da huzurluydu.
Aslında Kurdugum hayal gerçek değildi,hayal bile değildi.O kadar boş vakit geçirdim ki o an,birşeyler yapmış gibi gösterdim kendimi.Mutluyum şu an.Kim nerden bilecek ki?
Sahi nerde benim paketim.Ne zamandır sigara bile içmiyorum.İçiyor muydum yoksa?

9 Ağustos 2008 Cumartesi

Nükreel

Yaşama sevinci diye bir ünite oluşturdum evde.
Geleceğe dönüşteki araba gibi bir sürü şey atınca içine çalışıyor.İsmini de "beyin" koydum."Zaten konumuştu abi,öyle birşey vardı" der iseniz kırılırım,alınırım.Hiç mi sorgulamadınız isminizi,dininizi.Beni daha görmeden nasıl isim koymuşlar ki her organıma.Peki tanımadığınız birine "orospu" demek size mi düşer yoksa her mahallenin kadrolu olan ihtiyar heyetine mi?Fazla kurcalamıcaz demekki.Onu boşverinde ne bulduysanız çöpten getirin..Yumurta kabı,muz çöpü falan farketmez. Böylelikle organik yaşama da saygılı oldugumu belirtiyorum,küresel ısınmanın m*na koyim o ayrı konu.

8 Ağustos 2008 Cuma

Kendimi kontrol edemiyorum herhalde ben deliyim


Söylerim saçma sözler tanınmaz bir haldeyim.

Bir gençkan anlarken beni sizin neyinize gerard depardieu ?

Yürü ya kulum

Boşverin tuvaletteki fayansları,aklınızdaki fayansları saydınız mı hiç? Gözlerinizi kapattığınız anda nereye kadar görebiliyorsunuz?İnsan sıçarken neden illa birşeye odaklanmak zorunda?
Bu soruların cevabını önceki yazılarımda cevapladım.İnanmıyorsanız dönüp bakın tek tek.Okumaya teşvik primi bile verebilirim.

Daha dün max çubuğundan 2.max ın hediye çıkmasını bekleyen insanların,hayatlarının mutluluk çubuklarına bağlı oldugunu görmek beni mutlu ediyor.Bulunduğunuz ortamlarda yaşı 3 olmasına rağmen görmüş, geçirmiş edalarında takılması beni benden benny bennasi.
Birde bir ben var benden öte sormayın gitsin.Ki onu da gelecek yazılarımda cevapladım.


Klasik blue jean testleri vardır ;Yatakta nasılsınız?
Sorusuna hamdolsun iyiyim siz nasılsınız diye cevap yazıp, üşenmeyip adreslerine gönderdiğim olmuştur.Ancak hiçbir zaman cevap alamadım.Ne kadar zor oldugunu anladım sevgilinin askere gönderdiği "bugün yine kimseye vermedim hayatım" adlı kompozisyonu beklemek ne kadar iç gıcıklayıcı.Ki zaten bu soruların cevaplarını şu andaki yazılarımda cevaplamadım.

yürü yakulum bana dokunma pimp fetişinden medet umma

Şey oldu.

Hani çekip bıraktıgımız,kinetik enerjiyi hareket enerjisine çeviren oyuncak arabalar vardı ya..Onların bu konuyla hiçbir alakası yok.

anlam içeren şeyler yazmam gerek artık
ne bu böle boş boş.


Havuç bile pınar altuğun kapsama alanındaki yaşa girmiş..Mutfak yerine yatak odası derler mi artık?

laflara bak
terbiyesiz



bu acı bir durum...
sana zaman ayırmasını beklediğin kişilerin sana zamanları olmaması..
fırsat yaratmaları gerekirken,sen oları beklerken iki cümle sohbet için fırsatları olmaması acı..
ozaman aslında ne sevgilin var ne başka bişeyin..
yalnızsın aslında...
şuan onlarla sohbet etmek yerine buraya yazdığıma göre bunları...
kimse yok demek ki iki cümle kurabileceğim

durun ramazandayız daha 13üne kadar gerek yok bunalıma diyorum niye zorluyorsunuz beni?

demeyin sonra arkamdan gol makinası diye aldık trrraşşşş makinası çıktı diye?

bi sıkıntı icadım var çok fena... Pencerede sineklik varsa kafanı papağanlar gibi yukarı aşağı hareket ettirerek yağmur yağıyomuş efekti verebiliyorsun..

yine mi boş oldu?
senmi karar veriosun buna?

yahu boşverin diyorum konuya geleyim

çok heyecanlandığımda işemiyorum lan köpek miyim ben
-

tozlu raflardan buldugum bir yazım:)

6 Ağustos 2008 Çarşamba

Serdarın çilesi

Serdar hayatın sillesini yemek için daha çok gençti..72 sine daha yeni basan serdar,72sine bastığını, iş işten geçtiğinde farkedince ayağını kaldırdı...O sıralar geçimi yoktu..Hayatın sillesiyle doyuyor,her gün aynı yemekten bıktığını haykırıyordu.19 çocuklu birailenin sondan 2. çocuğu olup,aynı zamanda babasıydı serdar.Annesi ve 4 kızıyla beraber tek göz kalpte yaşayan serdar,aort damarının baskısına dayanamayıp evden ayrıldı..Bir garip olan ve mala bağlayan serdar,kurtuluşu yeni eve çıkmakta buldu.. Yeni eve çıkmak adlı mekanda tanıştıgı kurtuluş,serdarı kötü yola sevk etti.Sevk kağıdıyla kötü yola giren serdar,boş yolda burun karıştırmanın dayanılmaz hafifliği ile yürümeye başladı

Ansızın dertler içimde doğdu
Bir volkandı duygularım
Anlamadın gitti ulan yoğurduna ekmek bandırdığım
Kırıntılar kalmış içinde,saklı kaymağın ardında
Ğ ile başlayan her kelimede buldum seni aslında
Ulan kahpe! ne var ki küçükse
Önemli olan boyu değil işlevinde..



İşte bu sözleri bağırdı serdar.HAYKIRDI!..Masal olan hayatını, o andan itibaren 12 cücenin her türlü fedakarlıgına rağmen elmasını vermeyen, pamuk prensese kaptırdı ancak onu da gtü boklu bir prense kaptırdı.

Azimliydi,hırslıydı..

Geride bıraktıgı ailesini görmedi bile gözleri! Arkamda gözüm yok benim diye bahaneler üretti..
O çok sevdiği kızı da ailesi o kucaktan ,bu kucağa vermişti..

Silahı aldı..

başına dayadı..

namlu titriyordu parmaklarının ucunda.

Ah canım üşüdün mü dedi serdar.. Evet dedi namlu usulca.

Seviştiler sabaha kadar ,arpacıgın gölgesinde..Gel görelim kaderin bitmeyen çilesinde..

Takıntı

İnsanlar takıntılı.Elbet bu takıntıları herkes farkediyordur.Doğumunda nur topu gibi doğan,2. ayında el kadar olan bu insanların hayatı ölçeklemek gibi bir problemleri var.Açıkçası bilemiyorum bu sadece bizim insanımıza mı özgü.
Adam televizyonu açtığı zaman orman yangını görüyor.İzliyor izliyor,izliyor olayın ciddiyetini varamıyor,kanal değiştiriyor.Ancak yangın büyük ama büyük oldugunu spikerin sözleriyle anlıyor."Şu anda aldığımız bilgiye göre yangın ın etkisi 14 futbol sahası büyüklüğünde".Hektar denince anlamıyor adam.
Zaman geçiyor adam lotodan para tutturuyor.Örneğin 3 milyon çıkıyor lotodan.Düşünüyor nasıl bir para diye?Parasının önemini gazetede yazan "bu parayla 800 tavuk alınabilir" yazısıyla anlıyor.
Hayatının 2 inek ömründe uzun oldugunu,fındık kadar beyniyle dünyada bir fil in etkisini yaratmak isteyen bu insanlara,2 meme ucu kadar değer vermemenizi rica eder,4 kaplumbağ ölçeğindeki sıkıcı hayatınızda başarılar dilerim.

Bu arada.
-"ormanda bana on kaplan gücünde derler"
kaç fantom abi 11 kaplan geliyor

selçuk erdem oley.

Açılın ben doktorum

Açılın ben doktorum

Aman kalbe fazla basınç uygulamayın. Suni tenefüs zili çaldıgında tuvaletlerde sigara içmeyin.. İçecekseniz ağzınızla için,ellerinizi kullanmayın..Tribe girmeyin,gülmeyin..Asla aslı demeyin sonra üzülürsünüz demedi demeyin.Deymeyin yağlı boya geçerken merdivenin altında.Kafiye yapmayın! afiye yapabilirsiniz,fiye den olsa olsa five olur o da 5 olur..

Durun bi bakalım kalkın ayağa.Derin nefes alın aman boğulmayın.

En yakın arkadaşınız yalın en uzak arkadaşınız ırak olsun.Ama gözden ırak olmasın.Başkenti bağdat olsun, hükümet gibi kadın olsun.

Kıskananlar çatlasın,çatlamayanlar kısık ateşte 10 dk ısınsın...
Üzerlerine su dökün onlar da çatlasın..

SIKILMAYIN.

Hoplayın zıplayın beni enterese etmez. Enterese koyun kızınızın ismini.Küçüklükten alıştırın,büyüklükten soğutun.

Takım kurun,5erden halı saha maçı yapın.Herkesi bir anda çalımlayın,kaleciyle karşı karşıya kalın,tenhalara gidin,arkasından kaleciye ahlaksız teklifler edin.

Asla yazı yazarken saçmalamayın,bu ne ya diye yorum yapanı dövmeyin.

Tuşlara sert basmayın,nazik olun.

Olur mu?

Yaşam ile rüyalarım arasında gidip geliyorum.
Bu konuya başkanıma anlattığımda sert çıktı. Aman dedim başkanım atarlı olaylara gerek yok dedim o da dedi ki ; ne hatayda olaylar mı var?

cümlesini tamamlamadan dışarı vurum yaptım kendimi.

atladım denize oradıkça

o da nesi?

saddam ölmemiş!



Bu sabah akdeniz sahillerinde çektiğim görüntü Dünya kamu oyunu şaşkınlığa uğrattı.Dalıp dalıp çıkan Saddam ölmediğinin sinyallerini verdi.daha sonra gözden kayboldu.

olur mu dedim öyle şey ,değer mi hiç, değer mi değermideğermisöyle!

Denizden çıkıp kendimi adananın serin sahillerine bıraktım.Ortamın jeopolitik konumu beni balıkçı olmaya zorladı..

Rasgele dedim attım oltamı attım van gölüne.Mühayt Dürülip adlı bir genç ttuttum! Denizden çıkardıgım gibi dövmeye başladım. Denizden babam çıksa yerdim lakin çıkmadı!

çok garip olaylar oluyor çok!

Dünya üzerinde sadece ülkemizde bu bulunan balık cinsinin ismi daha konulmadı..

ama ben koydum.

öyle bir koydum ki taa londradan duyuldu

ken yü hiyır mi?

Rüyalarım yine kafamı zıngırdattı.
Anlatmak için patronuma giden tozlu kaldırımları aşıp kapıya vardıgımda annemi aradım,yaptıgım tozlu kaldırım betimlemesi nasıl olmuş dedim;onayını aldım!

Havaya girdim!

Gururluydum,büyüdüm gibi göründüm ama büyümedim feyk attım..
Nasıl olur?
Aşkımla dağlarda gezdim,çoban köpeği avlayarak çoban salatası yaptık!
evet biz birlikte olduk!
Ancak bu kelime oyunu üzerine benden ayrıldı.
Benim ki bir sevdadan öte,kafa yapısı olarak ise biraz geriydi.

Oturdum derin düşüncelere daldım




Eşinin ölümünden sonra yas tutan angut kuşlarının soyu dangalak kuşlarına mı yoksa goduumun salaa kuşlarına mı dayandıgı araştırdım.

bulamadım!

çok yaklaştım ama bulamadım!

ünlü bilim adamlarına sordugumda ise olayla ilgili 50 cent çok güzel şarkılar yapıyor eveeeet dedi arkasından YO YO diye ekledi

şaşırdım!

Ama 50 CENT BU SEFER OY OY OY DEDİ

ve sc ye girdi

öyle bir girdi ki benim de bıyıklarım var diye ekledi

hata mı etti?

O zamanlar iskenderun sahaya çıktıgında yeri göğü inletirdi..
Topçuların ayaklarından çıkan kıvılcım yüzünden, 20 yıllık hayatımın 22 senesini kör ve topal geçirdim.

Azimliydim .. İntikam yakındı

El yordamıyla kendimi ararken kolumu kaptırmamın ardından girdiğim sempozyumda ; ülkenin ticari açıklama yapan hikmet bülbülün kulağını çektim ayak baş parmağımla.. Otur yerine dedim

ayağa kalkıp oynamaya başladım,zenci dansı yaptım.

kendimden geçtim..

ünlü oldum..

kız yaptım..

Kızlar beni görebilmek için



ağaçlara çıkıyorlardı..

Ben oları görmesemde,antikotumun derinliklerinde hissediyordum..

Yaşadığım inanılmaz olaylar dünyada geniş yankı uyandırdı. Dünya basını bize de basın dedi. Gizleyemedim gözyaşlarımı..

Kaydım düştüm gözyaşlarıma basıp..
Dizim döndü..
hava alanında karşılanan diz. Yol uzun olsa da sapa sağlim döndüm dedi.
İnce esprinin kaynağı araştırılıyor.

Bulursanız haber verin bir zahmet.

Sitem.

Hiç yazmamış olmaktansa hiç yazmamak daha iyi bazen.
Hiç yazınca da hiç,hiç yazmayınca da hiç.
Hiç yazacaksan eğer ne gerek var ki hiç gibi görünmeye.
Hiç görüneceksen eğer yazmasan da hiçsin.
Konuşmasanda.Tanımadığın biri de hiç,hiç olan biri de hiç.
Süt hiçin süt hiçirin.

Kör bir insanın el yordamıyla yolunu bulmaktan öte,sapık bir katilin levye yoluya insanların üstüne gitmesi hep daha fazla ilgimi çekmiştir.Çoğu katil veya çoğu insan kavgada nereye vuracağını 1 saat önceden ayarlamaz.Çünkü doğaçlama olması ,kör bir insanın 1 saat sonra karşısına hangi duvarın çıkacağını bilmemesi gibi üzücüdür.Her duvara çarpışı veya her vuruşu onun içinde birşeyleri alevlendirir.Aşk gibi,hayat gibi,nefes almak gibi.Anı yaşa demek ne kadar boş bir kelime değil mi?

Küçüklüğümde sinemaya gittiğim zaman öncesinden gelen reklamlardan hep korkardım.Ben korktukça inadına jurassic park gibi filmlerin fragmanlarını koyarlardı.Yüzümü kapatırdım küçücük ellerimle.Zaten sanıyorum bu sinemada korkma olayımı bu yüzden bir süre atamadım.Benim için asıl eğlence ,sinemadaki para havuzundaki paralı toplamaktı.Ordaki paraları alır arka arkaya 3-4 filme girerdik.Görevliler olayı çözmüşlerdi lakin paralar yine aynı yere döneceği için seslerini çıkarmıyorlardı.Çünkü çıkarken cebimizdeki, evden aldıgımız bütün paraları o havuza atardık yine.Şimdi en ufak maceranda bile bedelini ağır ödemek zorundasın.Keşke korktugumda bakmadığım zaman geçse herşey.Korktugunu belli ettiği an o havuzdaki paralar daha değerli oluyor insandan.

El yordamıyla kendimi ararken kolumu kaptırmamın ardından girdiğim sempozyumda ; ülkenin ticari açıklama yapan hikmet bülbülün kulağını çektim ayak baş parmağımla.. Otur yerine dedim.
O zamanlar iskenderun sahaya çıktıgında yeri göğü inletirdi..
Topçuların ayaklarından çıkan kıvılcım yüzünden, 20 yıllık hayatımın 22 senesini kör ve topal geçirdim.

En ağır sitemler.hep gülerek anlatılır.

Tramdolin

Kullanma klavuzuyla doğmuşum ben arkama yapıştırmışlar yani daha henüz fetüs iken fetiş olacağım belliymiş.Arka sıramda oturan fethiye isimli arkadaşımı fetiş diye çağırmam onu hiç üzmedi bu zamana kadar.Tabi bu da benim bir avantajım oldu.

Hayatta hep mehter takımı gibi yürümeyi, koşarak ilerlemeye tercih ettim.2 ileri 1 geri hep doğru adımlar olmuştur.Ancak hiç farkına varamadım kaplumbağ ile tavşan hikayesinin gerçek hayatta bir yerinin olmadıgını.Farkına vardığımda ise,bitiş çizgisinden olan arkadaşlarımın bana nah çektiğini,orasını burasını salladıklarını gördüm.

Saçmalamak bir olgu.Nasıl rusyada helga olmadan olmaz,insanda saçmalamadan duramaz.Konuyu bağlamamın tek nedeni ,kovalent bağının asıl işleyiş şekillerini halka arz etmek,yeşil dev hulk a urz etmek.

How i met your mother gibi bir hikaye anlatacaksam çocuklarıma ben,how i bet your mother ı anlatmayı seçerim.Kumar oynamadan,zorlamadan,hayatın gerçekleriyle tanışmadan zaferlerin zafer olmadıgı bir aşikar.Başaramazsam kaybeden olurum.Ancak bilindiği gibi.Bu dünyada hiçbir kaybeden "aslında kazanan" olmadı,olamadı.

Hoplayın zıplayın beni enterese etmez. Enterese koyun kızınızın ismini.Küçüklükten alıştırın,büyüklükten soğutun.İnceleyin bakalım cümleyi.7 yanlışı bulup 7 cüceleri arayabilirsiniz rahatlıkla.Toplu mesajla daha kar a geçersiniz,ülke ekonomisine katkıda bulunup,sevaba da geçersiniz.1 taşla 7 kuş vurma olayını da kanıtlamanız gerek tabi önce.Elinizde taş bütün günü gökyüzüne bakarak "combo" yapmaya çalışmak zor olsa gerek.Ama en azından devamlı havaya baktıgınız zaman ,damarların beyinin bazı yerlerine ulaşması çok az bir zaman daha alır aptal olursunuz demedi demeyin.

sahi birşey söyleyecektim
Ancak "unuttum" lu kelimeler içeren cümleleri sevmem.
önceden bunu hatırladıysam ya gerçekten unutmuşumdur.
Ya da hiç hatırlamadığım hesapta olmayan birşeyi var olarak göstermişimdir.
kim bilir.
Ne unutmam gerektiğini hatırlarsam söylerim.
Tabi unutmazsam.

Yazmazsam çatlardım.belki de işime geldi.

La fa La sol

Sabah köpeğimin yüzümü yalaması ile uyandım anlamalıydım günümün güzel geçeceğini.
Kahvaltıya oturdum yiecek birşey bulamadım attım kendimi dışarıya, KÖŞE BAŞINDA bir bayan gel dedi sana elma şekeri vericem takip ettim
sinemaya götürdü beni oturdum aidsli şırınga varmış battı.
Sonra öndeki teyze al oğlum iyi gelir diye bir hap verdi.Kendimi buz dolu bir küvette buldum ulan dedim mundar oldu buzlar hanım dedim viski getir.Getirdi hanım viskiyi döktü içiyorum falan farkettim ki benim karaciğer yok!

SÜNGER KOYMUŞLAR!

karaciğeri alıp

SÜNGER KOYMUŞLAR!

içtim viskiyi tık yok kesmedi tabii. hemen gittim bi bara abi dedim bana 2 şat mat tekila verdi içtim tık yok.Kuzen geldi saf alkol getirdi tık yok. Dediler sünger gibi adamsın elbette dedim, el frenimin gidonu dedim.
Attım kendimi bardan dışarı alkollü araba kullanmaktan ceza yieceğim riskini göze ala ala. Polis durdurdu para dedi yok dedim al bu hapı geçer dedi .. İçtim kendimi ajdar kasetleri dolu bi küvette buldum.Abi dedim biraz garip olmadı mı? yok dediler senin antrikotunu aldık , haa dedim tamam problem yok o zaman

bu sırada

arkadaş geldi yazılı kağıdını boş verdi hocaya , hoca bu ne dedi , arkadaş risk budur hocam dedi , hoca git dedi ibine dedi kovdu çocugu sınıftan. Çocuk ağlaya ağlaya eve giderken bir hatun gördü one lean dedi. Hatun sırıttı çok cooolsun dedi. eziverdim ikisini de farkında olmadan.

Arabadan indim sıktım süngeri pıt pıt pıt damlıyor alkol.. Abi dedim bu damlatıyor dedim alala dedi bi hap verdi bu geçirir dedi bu seferde kendimi ilhan mansız dolu bi küvette buldum.sağımdan attı solumdan geçti polis çağırdım kurtardılar beni.

POLİS Bİ GELDİ AYAKLAR TERS! ayaklar dönmüş polisin kafasında 666 yazıyor

arkadaş geldi onun da ayaklar ters

gittik karakola başkomiserinde ayaklar ters

gözaltına aldılar beni travesti geldi onunda ayaklar ters. bi hap verdi içi otoro koko harbinin kalıntıları ile doluydu. Hanım geldi ayaklar ters! Bey dedi bey yazarken bye yazdın dedi. Türkçeye sahip çık dedi. Bu sırada anladım ki bizim oğlanın kız arkadaşını çalmışlar olsun dedim ölenle ölünmez. BABA DEDİ! ölmedi o kalbimde yaşıyor , oğlana verdim hapı kız dolu bi küvette uyandı .. Ohaa dedi baba süpersin manyaksın marjinalsin dedi!

gururlandım.. çok aşırı oldum kabardım..

Demek ki neymiş

La fa la sol